Sayfalar

HAYAL, GERÇEĞİN FİTİLİNİ ATEŞLEYENDİR

24 Mayıs 2011 Salı

Ben Sana Güveniyorum da Sigaraya Güvenmiyorum Yawrum

Lise çağlarında, saçlarım 5cm iken, yaz kış postal kılıklı ayakkabılar, bol pantolon ve üstümde kerim abdül cabbarınki gibi duran sweatshirtler giyerken, küfürlü konuşup, komuşum dünyanın götüne diye gezerken aldım elime sigarayı.. Çünkü bi baktım, kız meslek lisesi çıkışında bekleyen, beklemekten kapkara olmuş, şans eseri bi kız gelse "hadi cafeye gidelim" dese cebinde beş kuruşu olmadığından o kadar bekleme kçında patlayacak olan ama sanırım kimsenin yanaşmayacağını da bildiğinden asla beklemekten vazgeçmeyen, gitgide de zencileşen ama bunu bile büyük pipiye bağlayarak övünebilen, seyrek bıyıklı, ter kokulu serserileden tek farkım kalmıştı, sigara, e o da katılmalıydı dünyama (ha bi fark daha var tabi ama o sigara kadar kolay dahil edilemiyor) Yani anlayacağın pis bişeydim işte..
Sigara, asi ve farklı olmanın bir göstergesiydi sanki.. Bir de adrenalin açlığını gidermek için birebirdi.. Öğretmene yakalanmamak, anneye babaya zaten sakın görünmemek, hatta ayda yılda bir, anne babanın "hadi kızım sen de gel bak yaşına yakın arkadaş da var orda" zorlamasıyla küfrederek gittiğim ve orda olduğum sürece, evlerini yakmak, o gerzek çocuklarını da balkondan aşağı sarkıtmak istediğim, benim için "bu ne biçim bişey beeaa alah düşmanıma vermesin" diye düşündüğünü gizlemek için gülümsemeye çalışan teyzeyle amcaya bile yakalanmamaya çalışarak içmek ciddi adrenalindi..Gerçi bana bu da yetmezdi, sadece aparmanımızın 12. yani en üst katında oturduğu için arkadaş olduğum kıza sık sık gider, balkonun trabzanlaında yürürdüm! Feci.. (Hala yapabilirim bu arada)
Neyse sonuçta ergenken serseri ve asi imajıma yakıştığını düşündüğüm için elime aldığım sigarayla ilişkim, üniversite yıllarında, acılı aşklar, salyasümüklü ayrılıklar,yurt muhabbetleri, görmemiş alkol bulmuş iç organlarını yıkamış resmen halleri, ilk 5 günde tüketildiği için son 25 gün çekilen parasızlık, hayatın tek gerçeğinin notlar olduğunu sansığımızdan sınav dönemi girilen stres vb. sayesinde güçlendi. Her anımda yanımdaydı ne de olsa, teselliydi, dosttu, itne

Yalnız en kötüsü de sevgilinin sigara içmemesi..Azım mı koktu, saçım mı? Ev mi koktu, midesi mi bulandı, beni artık sevmeyecek mi öpmeyecek mi? Ya ben ondan önce ölürsem de o başkasını bulursa, sigara içmeyen mis kokulu bi hatun, öpmeye doyamazsa, o esnada da aklından "ooh beeee, o neydi öyle b.k kokulu ööögggh" diye geçirirse!! Anaaammm.. mezarımdan çıkarıp doğratmayın layn ağzınızı yüzünüzü, kaydırmayın beni hanfendi çizgimden... Hele ki iş hayatında, cici bici giyinmişsin, süslenmişsin, ojeli parmakların, kırmızı dudakların arasında sigara! Oldu mu la şimdi? Sanırsın ki birden esmerleşerek kız meslek lisesi önüne koşuverecek birazdan..Hal böyleyken, el kokmasın diye ıslak mendil, ağız kokmasın diye sakız-şeker, üst baş kokmasın diye sürekli parfüm almak... yani itne küllen zarar.. O paralarla kimbilir kaç ayakkabı alırdım! (bu arada ayakkabı almayı da bırakmam lazım) Hayır bazen de bi zevk alıyorum, yaw diyorum dostum sen bi harikasın..Çabuk kanıyorum mal gibi, yalancı şerefsizin teki aslında, yüzüne gülüyor, arkandan ne işler çeviriyor, kaleyi nasıl içten göçertiyor..Ben de zevk-i sefa süren, gözüne perde inmiş imparator, bi yandan keyiflenirken bi yandan da amaaaaan ne olacak canım, benim kaleler sağlam, muhafızlar savaşçı diye avunuyorum. Halbuki aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir gözümü açtığımda..Gençliğime hitap ediyorum "Uyan Ulaayn"

Bi de "bırak şu sigarayı" dedikten sonra benden en ufak bi tepki alamayınca hırslanıp "ne o yoksa iradesiz misin, ele mi geçirdi seni, hohohihi" diye psikopat damarımı titretenlere, "hıııı koduumun... sinirlenme! sinirlenirsen gocunduğunu düşünür, sakin" diye kendimi telkin ettikten sonra, "yok yaauuw, ne ele geçirmesi, istesem şu an bırakırım da istemiyorum ki üstad, hem birşeyi sevince zarar vermezmiş insana" diye "uuu beybi" dedirtcek mantıkdışı cümlelerle karşılık vermek gururumu da incitmiyor değil..
Ergenken babamın, dışarı çıkmadan önce söylediği şeyler vardı: "ite köpeğe dalaşma" bunu neden söylediğini hala anlamam, demek ki beni tanımamış o zamanlar, tanısa ite köpeğe gidip "aman buna dalaşmayın" derdi..Bir de, sesi falçatayla incelterek "aaa aşkolsun bana güvenmiyor musun?" dediğimde, "yok ben sana güveniyorum da, dışardekilere güvenmiyorum yawrum" derdi. Severim bu cümleyi.. Ben de başımdan atamadığım herşey için kullanıyorum..
"Yauw birader bırakırım bırakmasına, ben kendime o konuda güveniyorum da bakalım sigara beni bırakacak mı? Çok feci bağımlılık yaparım şerefsizim, hah hah haaööö öhöö öhööö öhöööööööööööggghhhhhh"

1 yorum: