
Kızım diye benimle oynamayan kornikleri önce koşu yarışında pataklayıp sonra da bilek güreşinde ağlatarak kendimi kabul ettirme planlarım hep işe yaramıştı.

Aile dostlarımız asla teyze ve amca değillerdi benim için. Hasan, Ahmet, Mustafa, Ayşe, Sevinç, Türkan'lardı. Abla ve abi kavramlarının da doğuştan yeri yoktu kafamda. (Ama bunun ne kadar b.ktan bişi olduğunu iş hayatında anladım ki ilk 6 ayım bey ve hanım'ın neden söylenmesi gerektiğini anlayamadığımdan uyarılarla geçti)
Neyse işte o zamanlar çok eğlenceliydi ama hayat benim için çok zordu da aynı zamanda. Büyümüş de küçülmüş gibi olmanın populeriteme çok büyük katkısı olduğunun farkında olmak o yaşta felaket bişi. Yahu korniklere takılcam diye futbolcu ismi ezberle, arabaları motoruna kadar bil, büyüklerin ilgi odağı olmak için hem şeytan ol hem refleksleri kuvvetli bir yavru ceylan, aynı zamanda konuştuklarına yorum yapabilmek için haberleri izleyip konulara hakim olmaya çalış ki bu en zor kısmı, daha bir çok kavramın soyut mu somut mu olduğunu bile bilmemem gereken bi yaşta ben politika anlamaya çalışıp, kendimi kabul ettirmek için iş hayatının zorlukları konulu muhabbetlere de yorum getirmek zorunluluğu hissediyordum. Uygun biyerimle gülüyorum şimdi.. Aptal sümüklü bi çocuk olsaydım nolurdu ki, çekingen olsaydım biraz, her soruya, şu arabalara koyulan malak malak kafası sallanan oynar başlıklı kedi köpek zamazingoları var ya onlar gibi kafa sallasaydım ben de :P
Vallaa hala büyümedim hiç de niyetim yok, öle mıç mıç uyuz kızlar gibi filan olamam ben, aaayyhh içim sıkılır kendimi pataklarım yeminnen... (Şunu dinleyerek bitireliiiim haydiii! Beter Böceeeeek çocukluk aşkımmmm)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder